Bir Şeyi Yapabileceğinin En Mükemmeli Yapmak İsterken, Hiçbir Şey Yapamamak

Bir şeyi yapabileceğinin en mükemmeli yapmak isterken, hiçbir şey yapamamak sadece bizim döneme özgü bir sorun mu, bilmiyorum. Önceden de insanlar bir şeyleri başarma cesaretini bu kadar çok arar, sonra yeterince iyi olmadığına karar verir ve vaz mı geçerdi? Yoksa çevresinde, heyecanını ve cesaretini kıracak daha az uyarana maruz kaldıkları için mi daha cesur olurlardı ve öyle ya da böyle başarırlardı bir şeyleri? Ya da daha mı tutkululardı? İlgilerini dağıtacak, konsantre olmalarını güçleştirecek daha az engelle karşılaştıkları için başaracaklarına daha çok inanırlardı da, bu uğurda daha mı çok çalışırlardı? Bilmiyorum.

Önceki insanları ve benim yaşlarımdaykenki hislerini, yalnızca hayatımın 30. yılı 2021'e denk geldiği için mi bu kadar karmaşık hissettiğimi, yoksa herhangi bir dönemde yaşamış bir insan olsaydım da aynı yaşımda bu kadar karmaşık mı hissederdim, bunları çok merak ediyorum. Ya da bu dönemde, bu yıllarımı yaşıyor olmak, beni engelleyen mi, yoksa bir şeyler için sarfedeceğim çabada bana avantaj olacak bir şey mi bunun kıyasını yapabilmek isterdim. Somut bir örnek üzerinden yapamam bunu belki ama geçmiş yüzyıllarda her neslin, kendinden sonra geleni biraz daha başarısız, biraz daha vurdumduymaz gördüğü gerçeğinden yola çıkarsam sanırım beni bir şeyler yapma konusunda cesaretsiz kılan tüm hislerim de, herkesin içerisinde vardı. Yani bazı şeyler, zamanın getirdiklerinden bağımsız, hiç değişmiyor. Ve o dönemlerde, bu bahaneleri aşabilenleri bir şeyler başardılar, diğerleri öylece yaşayıp, yok olup gittiler. Öylece yaşayabilek bile başarı aslında bazen. Bu sıra, bir şeyler yapma konusundaki heveslerimi karşılayamadığım için duyduğum kaygılar nedeniyle başaramadığım şeylere bir madde olarak ekleniyor "Öylece Yaşamak". Korkunç bir kısır döngü, silinmeyen bir suçluluk duygusu.

Üniversite öğreniniminin ortalarında, korkunç bir duygu kaplamıştı bir ara içimi: Neyi başarmak istersem, sadece ilgiyle üzerinde en az bir yıl olacak şekilde zaman harcarsam, orada hatrı sayılır bir miktar yol alabileceğim fikri. Bunu o yıla kadarki deneyimlerim sonunda kolayca söyleyebilmiş, inanmış ve uyguladıkça başarabildiğimi görünce de artan özgüvenimle, "Bir şeyi başarmıyorsam bu benim tercihimdir!" diyebilmiştim.

Tolga ile evliliğimizde de, çok çabalayarak bir şeyleri oturttuk. Evliliğimiz için, mesleğimi tümüyle değiştirmeyi göze aldım. Çünkü yeterince uğraşırsam yapamayacağım hiçbir şey yoktu. Bunu biliyordum. Çabaladım, tahminimden biraz uzun sürse de "Başardım" diyebileceğim bir noktaya ulaştım.

Farkına vardığım bu hiç de gizil olmayan bilgiden sonra, hayatımda hep bir şeyleri planlayıp, onlara ulaşmayı hedefledikten sonra gerektiği kadar çalışıp, hayalini kurduğum noktaya ulaşırken; bugün ise hedefsiz ve sonu belli olmayan bir sürü kargaşanın (bitmek bilmeyen, Urla'daki evin tadilat süreci, kendimize hiç lüzumu yokken yeni bir ev yaratma çabası! - başlarken böyle düşünmüyordum) içerisinde olmak, bu pandemi süreciyle de birleşince, kendimi oradan oraya amaçsızca savruluyormuşum gibi hissettirdi. Yapmak istediğim hiçbir şey için yeterli olmadığımı hissediyorum sürekli ve nereden başlayacağım konusunda kafamı iyice bulandırdım. Oysa, benim oturttuğum mantıkta, insan hiçbir zaman ilgisini çeken bir şeye mükemmel olarak başlamıyordu, hep sıfırdan başlayıp, sadece istiyorsa o yolda kararlı bir şekilde yürüyor ve varmak istediği yere varıyordu.

Kendimi yolumdan saptırdığım ve süreki bir panik haliyle oradan oraya savrulduğum geçtiğimiz yılın ardından, bu yıl yeniden, mükemmel olmadığını bile bile, yeni yürümeye başladığımın farkında olarak (yeniden!) yapmak istediğim şeylere daha fazla ağırlık vermekte kararlıyım.

Tolga'nın bu sene yeniden artan yoğunluğu nedeniyle daha az birlikte olacağımızı da hesaba katarsak, benim de daha fazla yol alma şansım var. Bütün yollar, yalnızken daha cesur, birlikte daha keyifle yürünüyor. 

Güzel hedefler için, kararlılıkla yürümeye çalışacağım yeni yollara çıkıyorum!

Yorumlar

En Çok Okunanlar